YAZARLARLA RÖPORTAJ / HAKAN BİROL SORUYOR

KIYMETLİ YAZARLARIMIZ CEVAPLIYOR

www.hakanbirol.com

Merhaba değerli okuyucularımız. Her hafta bir yazarla röportaj köşemizde bu hafta “Öfkenin İzi” kitabıyla tanıdığımız  “Azime GÜÇ” var.

Merhabalar Azime Hanım, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize kendiniz ve ilgi alanlarınız hakkında bilgi verir misiniz?

İlginiz ve sayfanızda yer ayırdığınız için ben teşekkür ederim. 1983 Antalya doğumluyum. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuyum. Özgür Edebiyat, Sözcükler, Sarnıç Öykü ve Öykü Gazetesi’nde kısa öykülerim yayınlandı. İlk romanım “Öfkenin İzi”, 2023 yılında çıktı. İlgi alanlarım, küçük yaşlardan bu yana hep okumak ve yazmak oldu. Sinemaya da benzer bir tutkum var, beni beslediğini düşünüyorum.

 “Öfkenin İzi” kitabınızdan bahsedecek olursak eserinizde okuyucularımızı neler bekliyor?

Bir kayıp soruşturması olarak başlar roman. Olay yerindeki kan lekeleri ve boğuşma izleri, cinayet şüphesini doğursa da ortada bir ceset ya da cinayet silahı yoktur. Soruşturmayı yürüten Başkomiser Gül ile yardımcısı, Esme adında bir genç kadına ulaşırlar.  Soruşturma derinleştikçe bu genç kadının hayatına giren tüm erkeklerin arkalarında hiçbir iz bırakmadan kayboldukları anlaşılır. Finalde Başkomiser Gül’ü de geçmişiyle ilgili bir sürpriz bekler.

Öfkenin İzi, polisiye ile fanteziyi birleştiriyor. Bir hesaplaşma öyküsü. Ancak anlattığım hikayenin içerisinde metaforik öğeler de yer alıyor. Bu öğelerin neyi simgelediğini bulmayı okurun düş gücüne bırakıyorum.

Kitabınızı nasıl bir teknik yol izleyerek yazdınız? O bütünlük nasıl kurgulanıyor? Önce karakterler mi netleştiriliyor, yoksa sadece akışa mı bırakıyorsunuz?

Öncelikle bir fikir olarak doğuyor bende. Ardından bu fikrin etrafında gelişen karakterlerle, olaylarla ilgili alınan notlar şeklinde büyüyor. Yeterince olgunlaştığını düşündüğümde bir olay örgüsü hazırlıyorum. Romanın bir tür geniş ön özetini oluşturuyorum. Özet hazır olduğunda oturup yazmaya başlıyorum. Bazen karakterler romanın yazım sürecinde benim önceden onlar için düşündüğüm eylemleri yapmak istemeyebiliyorlar. Bazen farklı gelişmeler, farklı sonuçlar doğabiliyor. Yazım sürecinde yolumu görebileceğim bir pusulam oluyor yani elimde ama yüzde yüz ona bağlı kalmıyorum.

 Yazmanın sizdeki tarifi nedir? Bize bunu biraz anlatır mısınız?

Yazmak, özgür olmak, özgür hissetmek, hayal etmek, hayal edilen bir dünyada kısa süreliğine de olsa kaybolup gitmek gibi anlamlara geliyor benim için.

 Bakıldığında bir dünya var ve o dünyanın içinde milyonlarca insan da… Buna da Edebiyat adı veriliyor. Ama sorulduğunda da hayal deniliyor. Edebiyat gerçekten nerede yaşanıyor?

Edebiyatın güzelliği de bu değil mi? Gerçek hayattan esinlenebilirsiniz, hayal edebilirsiniz, istediğinizi yazabilirsiniz. Size kimse engel olamaz. Belki yayınlamanıza engel olabilirler ama siz yine de yazabilirsiniz ve yazdıklarınızın bir gün birilerine ulaşma umudunu koruyabilirsiniz.

 “Dijitalleşmenin “edebiyata” etkisi nedir? İyi ve kötü yanlarını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?”

Hızlı bir şekilde araştırma yapma imkanı veriyor. Bir sokak tasviri yapacaksanız Google Haritalar’ı açıp gerçek sokak görüntülerine ulaşabiliyorsunuz. Oraya gitmenize gerek kalmıyor. Ya da bazı belgelere, araştırma yazılarına ulaşmak istiyorsunuz, internette birkaç saniyelik bir aramanın ardından istediğiniz bilgileri edinmeniz mümkün. Bu da yazım sürecinde zaman kazandırıyor. Bir yandan da daha çok izole olmanıza yol açabiliyor. Dışarı çıkıp kütüphaneye gitmek, insanlarla etkileşime girmek ya da hikayenizde anlatacağınız sokaklarda dolaşmak yerine kendinizi odanıza kapatıyorsunuz.

Yazmak ve okumak dışında vaktinizi nasıl geçirirsiniz?

Yarım zamanlı bir işim var. Evden çalışıyorum. Sinema filmlerini ve dizileri takip etmek hoşuma gidiyor ayrıca. Bazı film ve diziler beni öyle heyecanlandırıyor ki onları izlerken çok lezzetli bir kitabı okuyormuşum gibi keyif alabiliyorum. Sevdiğim bir kitabı defalarca okumak gibi sevdiğim film ve dizileri de defalarca, bazen onlarca kere bıkmadan izlediğim oluyor. Onlardan öğrendiğimi ve ilham aldığımı hissediyorum.

 En son okuduğunuz kitap nedir? Fethiye Haber okurlarına tavsiye edebileceğiniz kitap ya da kitaplar var mıdır?

Son olarak, J. K. Rowling’in “Boş Koltuk” adlı romanını okudum. Kitap tavsiyesi olarak, Robert Galbraith’ın Cormoran Strike roman serisini tavsiye edebilirim. Bunun dışında aklıma ilk gelenler, Tomris Uyar’ın muhteşem çevirisini yaptığı, Julio Cortàzar’ın “Mırıldandığım Öyküler” adlı öykü kitabı, Jane Austen’ın Emma’sı, Flannery O’Connor’ın “İyi İnsan Bulmak Zor” adlı kitabı, beni çok etkileyen William Faulkner’ın “Çılgın Palmiyeler”i ve Yaşar Kemal’in “İnce Memed”i.

Değerli Azime Hanım, bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeni eserlerinizi de okuyabilmek dileğiyle…

Sayfanızda yer ayırdığınız için ben teşekkür ederim. Sevgilerimle.

 

 

Bizde kalın, habersiz kalmayın! BeskazaTV.com