KONTROLSÜZ GÖÇ, KAÇAK YAPILAŞMA VE DEPREMİN ETKİLERİ GÖRÜŞÜLDÜ

Fethiyeli Emlakçılar; kontrolsüz göç, kaçak yapılaşma, tarım alanlarının kaybı ve depremin etkilerini değerlendirdiler. Fethiye’de son zamanlarda artan emlak ve kira artışlarının nedenleri ile ilgili Fethiye Emlakçılar Derneği Serdar Oğuz başkanlığında bir değerlendirme toplantısı gerçekleşti.  Mykonut İnşaat ve Emlak firmasının ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda; pandemi süreci ile başlayan, Ukrayna ve Rus savaşı ile doruk noktasına ulaşan kontrolsüz göçün emlak sektörüne olan etkileri görüşüldü. Fethiye’nin önde gelen emlak kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda; ilçemizde artan kaçak yapılaşma, tarım alanlarının korunması ve depremin emlak sektörüne getirdiği etkiler de değerlendirildi.

“DAİRE SATIŞLARININ DURMA NOKTASINA GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

Likya Emlak kuruluşu sahibi Erdal Savaş açıklamasında “1993 yılından beri sektörün içersindeyim. Emlak sektörü zaten uzun bir zamandır sıkıntılıydı. Hem emlak işletmecileri açısından hem de emlak piyasası olarak sıkıntılar vardı. Bir başıboşluk var. Bunu bir sisteme oturtmak için elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz. Tabi ki bir deprem felaketinin yaşanması, daha öncesinden gelen ve hala da devam eden enflasyon artışları hepimizi çok daha fazla etkileyecektir. Her geçen gün etkilemeye de devam edeceği görülmekte. Yaşadığımız bu deprem felaketi ve ülkemizdeki deprem beklentileri neticesinde daire satışlarının durma noktasına geleceğini düşünüyorum. Eski yapı dediğimiz eskiden yapılmış olan binalarda bulunan dairelerin satışlarının bundan sonra daha zor olacağına inanıyorum. Çünkü insanlar bu konuda çekinceliler ve çok hassas bir durumdalar. Bunun haricinde bu saatten sonra kaçak yapılaşma yapılıp da imar affı beklentilerinin söz konusu olabileceğini düşünmüyorum. Hiçbir yönetim ve hiçbir hükümet, bu saatten sonra belli bir süre içersinde imar affı veya imar barışı gibi konulardan bahsedemez. Önümüzdeki günlerde belki de artık emlakçılık daha da zorlaşacak. Binaların depreme dayanıklılığı ile ilgili sorgulamalar artacak ve depreme dayanıklılığı ile ilgili belgeler istenebilir. Müşteriler bizlerden bunu talep edebilir. Bu tür olaylar bizim sistemimizi zorlayacaktır” dedi.

“KIRSAL MAHALLELERE VE KÖYLERE TALEP ARTACAKTIR”

Açıklamasına devam eden Erdal Savaş “Sadece Fethiye’de değil ülke genelinde bundan sonra şehir merkezlerinde değil de, şehir merkezlerine yakın kırsal mahallelerde taleplerin artacağını düşünmekteyim. Şu anda edindiğimiz bilgilere göre İstanbul’da böyle bir telaş var. İnsanlar yakın köylerde biraz yer alıp tek katlı bir ev yapıp, yaşamını bu şekilde idame ettirmek isteyen insanlarımız var. Fethiye’mizde ve Muğla geneli ile ülkemizin bir çok yerinde taleplerin bu şekilde devam edeceğini düşünmekteyim” dedi.

“KONTROLSÜZ BİR GÖÇÜN GELMESİ MEVCUT SOSYAL YAPIYI BOZABİLİR”

Palmiye Emlak kuruluşu sahibi Nadir Üstünel’de açıklamasında “deprem olayından sonra yükselen bir ivme ile Fethiye bölgesinin daha çok talep göreceğini düşünüyorum. Gelişen piyasa koşullarına göre de; fiyatların değişkenlikle belli bir süreç içersinde yerine oturacağını düşünmekteyim. Depremin etkileri ile bölgemize ve ilimize aşırı bir göç var. Bunun sadece emlak piyasası, fiyat artışları ve kaçak yapılaşma gibi etkilerinin yanında demografik yapının bozulması ile ilgili de endişelerimiz var. Kontrolsüz bir göçün gelmesi Fethiye’deki mevcut sosyal yapıyı bozabilir. Bununla ilgili mevcut yöneticilerin dikkatini çekmek isterim. Suç oranlarında da artan bir değişiklikler söz konusu olabilir. Bu anlamda sadece Fethiye’deki emlak sektörü ve piyasasının dışında mevcut sosyal yapının sağlığı da önemli. bunlarında değerlendirilmesi lazım. Emlak ve gayrimenkul açısından Fethiye’nin yıldızı parlak bir şehir. Artan değerlerle ilgili alıcılar ve satıcılar birbirlerini bulacaklardır. Bu gün pahalı olan gayrimenkuller, sosyal yapının bozulması ve huzurlu bir kent ortamından çıkılması ile bugün pahalı olan gayrimenkuller yarın ucuzlayabilir. Ben bu konuya dikkat çekmek istedim” dedi.

“TARIMSAL ALANLARIN KORUNMASI GEREKİYOR”

Avantaj Emlak kuruluşu sahibi Behlül Şenyürek’de konuşmasında “Arkadaşlarımızın açıklamalarına ilaveten bende şu konular hakkında konuşmak istiyorum. Deprem korkusu insanlarımızı ister istemez köylere doğru yöneltecektir ve özellikle yakın köylere talep olacağını düşünmekteyim. Bunun en büyük  etkisi ise tarımsal alanlara olacaktır. Tarımsal alanların korunması gerekiyor. Geleceğimiz açısından çok önemli bir konu.  Biliyorsunuzdur; 2014 yılında tarımsal alanların korunması ile ilgili bir kanun çıktı. Bu kanundan dolayı insanların köylere gidip yerleşmesi zor. Ayrıca geçen sene de plansız alanlar yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Mücavir alanlar 100 metreden 300 metreye çıkarıldı. Ancak belediyeler ilgili çalışmaları yapmadıkları için böyle duruyor. Bununla ilgili bir çalışma olsa belki de; plansız alanlarda mevcut imara uygun planlamalar yapılsa bu talep karşılanabilir. Ancak böyle bir sıkıntı ve belirsizlik var” dedi.

“İNSANLAR MECBUREN YANLIŞ DURUMLARA YÖNELECEKTİR”

Toydemir emlak kuruluşu sahibi Mustafa Ertan Toydemir’de açıklamasında “arkadaşlarımız yeterli konulara değindiler. Bende şunları ilave etmek istiyorum. İnsanların problemleri var. Konut sorunu var. Barınma sorunu var. Kiralar yükseliyor ve bu sıkıntıların bir an önce çözülmesi gerekiyor. Eğer insanların problemlerini çözmezseniz insanlar mecburen yanlış durumlara yönelecektir. Bir an evvel; imar durumu, köylerin ve tarımsal alanların durumunun belirlenmesi gerekiyor. Kontrolsüz bir şekilde artan göçten dolayı şehirlerdeki alt yapı sorunları ve hayatımıza getirmiş olduğu sıkıntıların  halledilmesi gerekiyor” dedi.

“BÖLGEYE RAĞBET DAHA DA ARTACAKTIR”

Atlas Emlak kuruluşu sahibi Ergün Özdemir’de açıklamasında “meslektaşlarımızın söylemiş oldukları açıklamalara katılıyorum. Bu yaşanan son deprem felaketinden sonra özellikle İstanbul, Marmara bölgesi ve bazı büyük şehirlerdeki deprem beklentileri yüksek bir ses getirmektedir. Az katlı ve yatay yapılaşmanın yoğun olduğu Fethiye gibi şehirlere rağbet artacağını düşünmekteyim. Özellikle sahil bölgelerindeki şehirlere bir rağbet var.  Bunun haricinde ülkemizde imar barışı gelir düşüncesiyle yapılan binaların durumu var. Bunlar çok önemli konular. Fethiye’miz açısından düşündüğümüzde bu bölgeye rağbet daha da artacaktır. Hayırlısı olsun” dedi.

“ÖĞRETMENSİZ, DOKTORSUZ VE MEMURSUZ BİR ŞEHİR DÜŞÜNÜLEMEZ”

Mykonut İnşaat ve Emlak kuruluşu sahibi Yusuf Kara’da açıklamasında “emlakçılık mesleğini yurt içinde ve yurt dışında yapan bir kişi olarak şunları söylemek istiyorum. Bir insan bir evi ihtiyaçtan dolayı alabilir veya yatırımdan dolayı alabilir. Fethiye’yi seçen ve gayrimenkul alan bir insanın Türk vatandaşı da olsa veya yabancı da olsa kafasındaki en önemli konu güven duymaktır. Depremi yaşadık, enflasyonu yaşıyoruz, metropollerde suç oranları artıyor, yaşam zorlaşıyor. İnsanlar kendilerini güvende hissedecekleri  bir yer arayışındalar. Fethiye’yi seçenlerin ortak düşüncesi burada güven ortamını görmeleri ve almış olduğu gayrimenkulünde ileride daha değerli olacağına güveniyor olmasıdır. Fethiye gerçekten insana güven veren bir şehir.  Dolayısıyla; Fethiye’yi seçen insanlar ailesiyle birlikte burada yaşamayı seçiyor. Bu yüzden fiyatlar yükselse de Fethiye’ye yatırım ve talep artacaktır. Sonuçta Fethiye’de yaşamanın bir bedeli olacaktır. Bu bedeli ödeyenlerde burada yaşayacaktır. Umarım Fethiye’de gayrimenkul fiyatları bu şekilde yükselmeye devam etmez. Çünkü Fethiye’de sonuçta çalışan insanlar var. Resmi ve kamu kurumlarında ve özel sektörde çalışan insanlar var. Bu insanlar yükselen fiyat artışları nedeniyle buradan ayrılmak isteyecekler. Hepimizin ailesi ve çocukları var. Eğitim ve sağlık konularımız var. Esnaflarımız, ustalarımız ve sanatkarlarımız var. Bu insanlar içinde bir düzen ve güven ortamı kurulmalıdır. Eğer bu artışlar bu şekilde devam ederse biz bu şehirde öğretmen, doktor ve memur bulamayabiliriz. Yani öğretmensiz, doktorsuz ve devlet yetkililerinin olmadığı bir şehir düşünülemez. Tabi ki bu dengenin bu güven ortamı içersinde kurulması ve fiyatların alım gücü anlamında da herkese hitap edecek bir hale gelmesi gerekiyor” dedi.

“BİNALARDA;  DEPREM TESTİNİN YAPILMASI GEREKİYOR”

Güney Emlak kuruluşu sahibi Murat Üstün’de konuşmasında “ben de tüm arkadaşlarımın söylediklerine katılıyorum. Pandemi dönemi, Ukraynalılar ve Rusların gelmesi ve son yaşadığımız deprem sonrasında Fethiye’ye ilgi arttı. Bu ilgi Fethiye’nin sınırlı imar alanlarının dolmasına neden oldu. Bunun sonucunda imar alanları dışına, tarımsal alanlara ve köylerde kaçak yapılaşma başladı. şehirlerimizi koruyalım derken tarımsal alanları kaybetmeye başladık diye düşünmekteyim. Fiyatlar yükseldi. Deprem beklentisi nedeniyle de şehir merkezlerinden uzak ve kırsal alanlara yakın mahallelere doğru ev arayan Fethiye’nin sakinleri de bulunmakta. Bu deprem hepimizi korkuttu. Özellikle Fethiye’nin merkez mahalleleri ile dolgu olan bölgelerinde 30 yılı aşkın binalarda, 3 katlı binalarda;  deprem testinin yapılması gerekiyor. Eğer böyle bir felaket yaşarsak biz de büyük kayıplar verebiliriz” dedi.

“BU DURUMA CİDDİ BİR MÜDAHALE OLMUYOR”

Büyükkoca Emlak kuruluşu sahibi Mehmet Büyükkoca’da açıklamasında “arkadaşlarımız hemen hemen bütün konulara değindiler. Bende kaçak yapılaşma ve deprem konusuna değinmek istiyorum. Fethiye’de kaçak yapılaşma devam ediyor ve son sürat gidiyor. Gördüğüm kadarıyla bu duruma ciddi bir müdahale olmuyor. Bu şekilde giderse Fethiye betonlaşacak ve tarım alanları diye bir şey kalmayacak. Fethiye’nin de kalitesini bozacak. Bu konunun belediye, kaymakamlık ve Şehircilik bakanlığının üstüne gitmesini talep ediyorum. Ayrıca; deprem konusuna gelecek olursak Fethiye’de de deprem ile ilgili binalarda bir çalışma yapılması gerekiyor. Geçmişte inşaat işleri ile uğraştığım için konuyu iyi biliyorum. Özellikle kooperatif tarzında yapılan eski binaların mutlaka çok iyi bir şekilde kontrol edilmesi lazım. Bana da zamanında kooperatiflerden inşaat konusu ile ilgili bazı teklifler gelmişti fakat ben bu şekilde yapmam dedim ve kabul etmedim. Sadece kooperatif usulü ile yapılan binalar değil tüm binaların depreme dayanıklı olup olmadıkları ile ilgili acil bir çalışma yapılması gerekiyor. Depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılıp yerine depreme dayanıklı yeni binaların yapılması gerekiyor. Bu konulara belediyenin ve yetkililerin bir an önce teşebbüs etmesi gerekiyor” dedi.

“FETHİYE OLARAK ŞANSLI BİR DURUMDAYIZ”

Açıklamalarından dolayı emlakçılara teşekkür eden Fethiye Emlakçılar Derneği Başkanı Serdar Oğuz’da açıklamasında “Şimdi bir deprem felaketi yaşadık. Enkaz altında kalarak hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Başımız sağ olsun. Tedavi olan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Biliyorsunuz Türkiye bir deprem ülkesi. Gayrimenkul sattığımız için mühendislere ve mimarlara sorulacak olan sorular bizlere de soruluyor. Aslında bu sorulara mühendislerin cevap vermesi gerekiyor. Deprem yaşamış bir çok yere göre Fethiye olarak şanslı bir durumdayız. Neden diyecek olursanız; Fethiye’de yatay yapılaşma anlamında belediye başkanı merhum Özer Olgun döneminde özel çevre koruma planları dahilinde 2 kat veya en fazla 3 kat ve çok sınırlı bir alanda da 2001 yılından sonra  4 kat şeklinde bir yapılaşma gerçekleşti. Bu şekilde de devam ediyor. Ben teknik bir uzmanlığım olmadığı halde 2 katlı binalarda bir sorun çıkmayacağını tahmin ediyorum. Zemin ile ilgili sorunlar olabilir ama öncelikle can kaybının yaşanmaması için binanın sağlamlığı ve az katlı oluşundan dolayı Fethiye depreme karşı diğer yerlere göre şanslı olduğunu düşünüyorum.  En son yaşadığımız merkez üssü Kahramanmaraş ve Hatay illerimizde olan ve 10 ilimizde yıkıma sebep veren depremlerde; yıkılan binaların bir çoğunun çok katlı olmasından kaynaklandığı gördük. Ancak bu eğer Fethiye’de bir deprem olursa zarar vermeyecektir, anlamında demek değildir.  Fethiye’de eğer bir deprem olursa mutlaka bir zarar verecektir ama çok büyük bir kayıp yaşanmayacağını temenni ediyorum” dedi.

“DEPREM ÜLKEMİZDE Kİ KONUT SORUNUNU 3 MİSLİNE KATLADI”

Açıklamasına devam eden Serdar Oğuz “Bu yaşadığımız depremden sonra çok ciddi bir şekilde çevre, şehircilik ve tarımsal faaliyetlerin korunması ile ilgili tedbirlerin alınması gerekiyor. Bu tedbirlerin de bir devlet politikası olarak uygulanması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu konu çok hassas bir konu. Uzmanların, mühendislerin ve akademisyenlerin araştırması neticesinde bu konunun çözüme kavuşturulması gerekiyor. Yaşadığımız bu deprem felaketinde 350 bin konutun hasar gördüğünü düşünürsek;  ülkemizde çok ciddi bir konut  zayiatı ortaya çıktı. Türkiye’de artan nüfusa göre 500 bin konut ihtiyacı olduğunu da ilave edersek; deprem ülkemizde ki konut sorununu 3 misline katladı. Bunun yanında diğer şehirlere göçler var. Bu da emlak ve kira fiyatlarını arttıracak bir şekilde tetikliyor. Ekonomik olarak da inşaat faaliyetlerinin artması enflasyonu da arttıran bir süreç olmaktadır. 350 ile 500 bin konutun inşaat süreci en az 2 yılı alacaktır. Türkiye’nin enflasyonla ilgili programlarını da altüst eden bir durumdur. 80 ile 150 milyar dolar arası gayri safi milli hasılada bir kayıp olduğu ile ilgili söylemler var. Bu da ekonomide çok ciddi bir rakam teşkil ediyor. Can kayıplarının yanında bunları konuşmak doğru değil fakat bu durum ileri de mutlaka konuşulacaktır. Bölgeye gelen bir göç ve talep var ve bunun yanında emlak fiyatlarında artış var. Ukrayna Rus savaşından dolayı bölgeye gelen bir göç dalgası var. Bunların hepsinin çok ciddi bir şekilde ele alınıp çözüm bulunması gereken sorunlar. Bunun yanında da bir seçim süreci var. Emlak sektörünü nasıl etkileyeceği ile ilgili bir toplantı yaparak emlakçılar olarak konuyu ele almaya çalıştık. Görüşeceğimiz bir çok konu var. Fethiye Emlakçılar Derneği yönetimi ve üyeleri olarak toplantılarımız; bir başka arkadaşımızın ev sahipliğinde devam edecektir. Toplantılarımıza katılmak isteyen meslektaşlarımız bana ulaşabilirler. Teşekkür ederim” dedi.

 

 

 

 

 

Bizde kalın, habersiz kalmayın! BeskazaTV.com