Deprem Fethiye İçin de Kaçınılmaz

İnşaat Mühendisleri Odası Muğla Şubesi Fethiye Temsilciliği Başkanı Levent Çimen, Konya’da yaşanan 5.1’lik depremin ardından yaptığı açıklamada, 1957 yılında deprem faciası yaşayan Fethiye için depremin hiç unutulmaması ve önlemlerin vakit geçirmeden alınması gerektiği hatırlattı. Çimen, ‘Yaptığımız en büyük hatalardan birisi 1999 depreminden itibaren meydana gelen depremlerin hep sonrasını konuşuyoruz. Bizlerin, ‘Depremden önce neler yapabiliriz’ şeklinde düşünmemiz lazım. Defalarca söyledik artık klişe haline geldi ‘Deprem öldürmez, bina öldürür’ biz bunu hep söylüyoruz. Biz nasıl önlem alabiliriz diye düşünürsek, iki şık ortaya çıkar Birincisi yeni yapılacak binalar, ikincisi ise mevcut yapılar. Bizim en büyük eksikliğimiz, mevcut yapı stoklarımızın tespit edilememesidir’ dedi.

Konya’da dün  yaşanan, 2 metruk binanın yıkıldığı ve can kaybının yaşanmadığı 5.1’lik Konya depreminin yaraları sarılmaya çalışılırken, Fethiye’nin de birinci derece deprem bölgesi olduğu ve deprem öncesi tedbirlerin acilen alınması gerektiği ifade edildi. İlgili bakanlıkların ve yerel yönetimler ile ilgili STK’ların Fethiye ve Seydikemer ilçeleri için acilen mevcut yapı stoklarının derhal elden geçirilip, 1999 yılı öncesindeki binaların mevcut durumlarının ele alınması gerektiği hatırlatıldı.

İmar barışı ile ilgili binalarında yapı durumlarının yetkili kurullar tarafından incelenip, olası bir depreme dayanıklı olup olmadığının belirlenmesi şart diyen yetkililer, “öncelikle deprem değil bina öldürür sözünü unutmamalıyız” diye konuştular.

İnşaat Mühendisleri Odası Fethiye Temsilcisi Levent Çimen, “Yaptığımız en büyük hatalardan birisi 1999 depreminden itibaren meydana gelen depremlerin hep sonrasını konuşuyoruz. Bizlerin, ‘Depremden önce neler yapabiliriz’ şeklinde düşünmemiz lazım. Defalarca söyledik artık klişe haline geldi; “Deprem öldürmez, bina öldürür” biz bunu hep söylüyoruz. Biz nasıl önlem alabiliriz diye düşünürsek, iki şık ortaya çıkar; Birincisi yeni yapılacak binalar, ikincisi ise mevcut yapılar. Bizim en büyük eksikliğimiz, mevcut yapı stoklarımızın tespit edilememesidir” dedi.

Sorumlu Bulmak İçin

Çimen, “Özellikle kamu binaları… İmar barışı, imar barışına öyle bir madde koydular ki, ‘yapının depreme karşı dayanıklılığı, bina sahibinin sorumluluğundadır’ ibaresi yer alıyor. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok. Birtakım yasalar çıkartılıyor ama bu yasalar hep bir sorumlu bulmak için çıkarılıyor” dedi.

Tekniğine Göre Yapılmalı

Çimen, “Deprem sadece zemin demek değil. Fay hatlarının geçtiği yerler, dere yatakları, zeminlerin çok yumuşak olması, dolgu yatakları vs. Teknoloji o kadar ilerledi ki insanlar denizin ortasına bile binalar, köprüler yapabiliyorlar. Tekniğine göre yaptıktan sonra her türlü yapıtı inşa edebilirsiniz. Yeni çıkan deprem yönetmeliği, zemin etüdü ve inşaatı birlikte analiz etmeyi gerektiriyor. Fay hattı dediğimiz yer sadece bir bölgeyi etkileyen bir şey değil, İzmir’de olan deprem Fethiye’de de hissedildi. Binaları konuşmak gerekiyor ise zeminin durumuna göre temel sistemini seçerek daha düzgün, daha doğru yapılar inşa edilebilir. Bizim bölgemizin avantajı çok yüksek katlı binaların olmaması. İlk başta vurguladığım gibi ilk önce mevcut yapı stoklarının derhal elden geçmesi gerekiyor” diye konuştu.

Bütçe Gerekiyor

Muğla İnşaat Mühendisleri Odası Fethiye Temsilcisi Levent Çimen, “İmara açılacak yeni alanlar dediğimiz zaman şu anda zaten Fethiye’nin yüzde 85’i yapılaşmış durumda. Yeni imara açılacak alanlar tabi ki de vardır muhakkak bunların çalışması yapılabilir ama öncelikle mevcut yapı stoklarının tespit edilmesi gerekli. Mevcut yapı stoklarının tespit edilmesi için önce bütçe gerekiyor. Bu bütçeyi kim hazırlayacak? Bu bütçenin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından finanse edilmesi gerekiyor. Önce binaların tespiti yapılıp daha sonra karot yapılması lazım. Bir binanın karot maliyeti 8-10 TL civarında. Elimizde bir veri olmadığı için Fethiye ve Seydikemer’deki binaların sayısını bilmiyoruz, belediyede muhakkak vardır, 1999 öncesi ve 1999 sonrası alınan ruhsatlar vardır ama bu 1999 sonrası yapılan binalar çok sağlam anlamına gelmez. Kentsel dönüşüm ilk çıktığında avantajlıydı. Müteahhitler için de avantajlıydı eski binaları yıkarak yeni binalar yapıyorlardı ve bütün harçlardan muaftılar. Bunlar müteahhitlerin işine geliyordu. Şu anda o muafiyet yok ve müteahhitlere çok cazip gelmiyor. Vatandaşlar bina testi yaptırmaktan kaçınıyorlar. Neden? Çünkü testi yaptırdı, binası çürük çıktı, ‘ne yapacağım ben, binam çürük çıktı, yıktırıp yeni yapacağım, nasıl yapayım param yok’ diyor. Bu konunun masaya yatırılması gerekiyor. Bu İnşaat Mühendisleri Odası olarak sadece bizim yapabileceğimiz bir iş değil. Bakanlığın talep etmesi lazım, mahalleden başlayıp il genellerine kadar yapı verilerini toplayıp ne kadar bütçe gerekiyorsa ona göre finansal açıdan çalışma yapacak. Bizler bu işin tekniğini, ilmini ve nasıl yapılması gerektiğini söylüyoruz. Bizim yapabileceğimiz iş bu kadar çünkü biz karar merci değiliz. Karar merci olamadığımız gibi son yıllarda odaların etkinlikleri de düşürülüyor” ifadelerini kullandı.

Böyle Bir Tespit Yapılamaz

Çimen, “Biz belediyeler ve imar müdürlükleri ile konuştuğumuz zaman gerçekte ne yapılması gerekiyor ise onu savunuyoruz. Size şöyle bir örnek vereyim; Bir vatandaş bina tutup orayı kreşe çeviriyor. Milli Eğitim Müdürlüğü, İnşaat Mühendisleri Odasından söz konusu binanın depreme dayanıklı olduğunu ifade eden yazı istiyor. Böyle bir tespit yapılamaz, yani inşaat mühendisinin sadece kaşesi ve imzası ile ‘bu bina depreme dayanıklıdır’ gibi bir tespiti olmaz. Bu gibi yazıların ve konuların takipçisi oluyoruz, genel merkezimize iletiyoruz. Çocuklarımız burada yaşıyor, vakit geçiriyor.Bir vatandaş iş yeri açacaksa sıfırdan bir bina yapmak zorunda değil, yani mevcut binaları kiralayabilirler ama işin tekniğine, bilimine uygun olarak yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Önce Zarar Görecek Yapılar

Çimen, “Maalesef ki ülkemizin gerçeği, Fethiye’mizde de var, kaçak yapılaşma. Hiç mühendislik hizmeti almadan yapılan yapılar… Kaçak yapı dediğimiz zaman resmiyette tabi ki de ruhsatı olmayan yapılar ama bir mühendisin veya mimarın gözetiminde de yapılmış olabilir. Paldır-küldür yapılan yapılar maalesef ki depremde önce zarar görecek yapılardır. Mühendislik hizmeti olmadan hiçbir yapı inşa edilmesin. Muhakkak bir mühendislik hizmeti alınmalı” dedi.Haber-Hakan AYKIRI

Bizde kalın, habersiz kalmayın! BeskazaTV.com